top of page

Anlaşmalı Boşanma Sürecinin Yürütülmesi

Güncelleme tarihi: 14 Kas 2023




Anlaşmalı Boşanma Süreci Nasıl İşler ?


Anlaşmalı boşanma, evli çiftin evliliğini bitirme yönünde anlaşarak kanundaki şartlar çerçevesinde boşanmasıdır. Eğer çiftler boşanma hususunda anlaşamazsa çekişmeli boşanma davası açmak gerekir ki velayet, nafaka, malvarlığının paylaşımı gibi hususlar nedeniyle uygulamada bu davaların yıllarca sürebilmektedir. Bu bakımdan, anlaşmalı boşanma evliliği sona erdirmenin en hızlı ve basit yoludur.


Anlaşmalı boşanma yoluyla evliliği son uçlandırmak için ya çiftlerin birlikte mahkemeye başvurması ya da çiftlerden birinin açtığı davayı diğerinin kabul etmesi gerekir. Hakim çiftleri dinlemeden boşanma kararına hükmedemez, çiftin muhakkak bizzat mahkeme huzuruna çıkması ve duruşmaya katılması gerekir.


Türk Medeni Kanunu’nun 166/III hükmü uyarınca anlaşmalı boşanma için gereken şartlar şunlardır:

1) Evlilik birliği en az bir yıl sürmüş olmalıdır. Eğer resmi nikah tarihinin üzerinden 1 yıl geçmemişse taraflar bu yolla evlilik birliğini sona erdiremez.

2) Eşler mahkemeye birlikte başvurmalı ya da birinin açtığı boşanma davasını diğeri kabul etmelidir.

3) Eşler bizzat hakim tarafından dinlenmeli, duruşmada boşanma iradelerini serbestçe açıklamalıdır.

4) Hakim, uygulamada “boşanma protokolü” olarak da bilinen eşler arasındaki anlaşmayı uygun bulmalıdır. Bu şart anlaşmalı boşanma yönteminin en önemli kısmıdır.


Tarafların anlaşmalı şekilde boşanabilmesi için boşanma protokolünde nafaka (hem eş hem de çocuğa yönelik), çocuğun velayeti, velayet almayan eşin çocukla kişisel ilişki kurma (vakit geçirebilme) hakkı ve taraflar arasındaki maddi-manevi tazminat talepleri gibi konuları karara bağlamış olmaları gerekir. Eğer hakim de bu alınan kararların yerinde olduğunu kabul ederse taraflar boşanabilir. Fakat hakim, çocuğun ya da eşlerden birinin menfaatini göz önünde bulundurarak boşanma protokolü üzerinde değişiklik yapabilir. Eğer hakim böyle bir değişiklik yaparsa; anlaşmalı boşanma ancak iki tarafın da bu değişiklikleri kabul etmesi halinde gerçekleşir.


Boşanma protokolü, eşlerin boşanma sonrasında birbirleri ve çocukla olan ilişkileri bakımından nihai etki gösterir. Boşanmadan sonra hiçbir eş kendi başına protokolü değiştiremez. O nedenle boşanma anında hazırlanan protokolün her iki eş ve çocuk bakımından da geleceğe dair öngörülü bir biçimde hazırlanması oldukça önemlidir.


Uygulamada, boşanmanın nihai etkilerinin gösterebilmesi (örneğin yeni nüfus cüzdanlarının hazırlanması veya kadın eşin tekrar evlenmesi) için anlaşmalı boşanma kararının kesinleşmesi gerekir. O nedenle taraflar genellikle hakimin anlaşmalı boşanmaya karar vermesinin ardından “kanuni yollara başvurma hakkından feragat etmeye” dair dilekçe vererek hükmün derhal kesinleşmesini sağlar.


Eğer yukarıdaki gibi karar kesinleştirilmezse, eşlerden herhangi biri daha sonra boşanmaktan vazgeçtiğini bildirebilir ve anlaşmalı boşanma davası sıradan bir çekişmeli boşanma davasına dönüşür. Nitekim Yargıtay 2. Hukuk Dairesi bir kararında “Somut olayda, davacı kadın, Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi uyarınca 21.06.2016 tarihinde boşanma davası açmış, daha sonra 23.06.2016 tarihinde tarafların beyanlarıyla protokol düzenlenmiş çekişmeli boşanma davası anlaşmalı boşanma davasına çevrilmiş, mahkemece de tarafların beyanı doğrultusunda anlaşmalı boşanmalarına karar verilmiş ise de; davalı erkek temyiz dilekçesiyle anlaşmalı boşanmaya ilişkin irade beyanından dönmüştür. Gerçekleşen bu durum karşısında, taraflar arasında görülen davanın, Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi uyarınca çekişmeli boşanma davası olarak tekrardan ele alınması gereği hasıl olmuştur. O halde, mahkemece mevcut dosya kapsamı dikkate alınarak Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi çerçevesinde yargılamaya devamla usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak, gerçekleşecek sonucu uyarınca bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir (26.06.2018; 2016/23292 E. , 2018/8139 K)” şeklinde hüküm kurmuştur. O nedenle boşanma protokolünün yanında, eşler için “kanuni yollara başvurma hakkından feragat” dilekçesi hazırlanması da gereklidir. Bu nedenle anlaşmalı boşanma esnasında da hukuki yardım almakta fayda vardır.


Anlaşmalı boşanma, taraflardan birinin önceden açtığı boşanma davasının kabul edilmesiyle de mümkün olur. Eğer çiftlerden biri herhangi bir nedenle boşanma davası açtıysa yukarıda saydığımız şartlar çerçevesinde anlaşmalı boşanma da mümkündür. Bir başka deyişle, 1 yıldan uzun süredir evli olan eşlerden biri diğerine boşanma davası açtıktan sonra davalı eş mahkeme huzurunda davayı kabul ettiğini belirtir ve taraflar boşanma protokolünü hakime onaylatırsa boşanma davası anlaşmalı bir şekilde sonuçlanır. O nedenle, sürmekte olan bir boşanma davasının da (karşılıklı rıza ile boşanma protokolü hazırlanarak) sonuçlandırılması mümkündür. Tarafların anlaşmalı şekilde boşanabilmesi için boşanma protokolünde nafaka (hem eş hem de çocuğa yönelik), çocuğun velayeti, velayet almayan eşin çocukla kişisel ilişki kurma (vakit geçirebilme) hakkı ve taraflar arasındaki maddi-manevi tazminat talepleri gibi konuları karara bağlamış olmaları gerekir.


Anlaşmalı boşanma sürecinde eşlerin iradesinin uyuşması önemli olsa da, protokolün tarafların menfaatlerini koruması ve uzun vadede zarara sebebiyet vermemesi adına, bir boşanma avukatına danışılması gereklidir.


Anahtar Kelimeler: Çorlu boşanma avukatı, çorlu avukat, boşanma avukatı, aile hukuku

Comments


bottom of page